Slovenya, Avusturya, Almanya, İsviçre, İtalya, Fransa Turu
Uçaklı Program
7 Gece - 8 Gün
Slovenya - Avusturya - Almanya - İsviçre - İtalya - Fransa
Tüm Geziler Dahil, Ekstra Tur Ödemesi Yok!
Avignon, Aix En Provence Turu
St.Paul De Vence, Antibes Turu
Monaco,Monte Carlo, Eze Turu
Portofino Turu
Bregenz,Bodense Turu
Hallstat Gölü Turu
Bled Gölü Turu
1. Gün İSTANBUL - KAMNİK- BLED GÖLÜ- LJUBLJANA
İstanbul Havalimanı Dış Hatlar Terminalinde saat 05:00’de siz değerli misafirlerimizle buluştuktan sonra check–in işlemlerinin ardından Türk Havayolları TK1061 sefer sayılı uçuşu ile saat 07:00’de Ljubljana’ya hareket ediyoruz. Yerel saat ile 08:15'te Ljubljana’ya varışın ardından özel otobüsümüzle ilk olarak Slovenya’nın kültürünün özgünlüğünü en doğru yansıtan renkli, çok güzel sokaklarıyla küçük şirin bir orta çağ kasabası Kamnik’i geziyoruz. Daha sonra Avrupa’nın en güzel 10 kasabası listesine giren sosyal medyada fotoğraflarını görüp iç çektiğimiz “Keşke ben de bir gün orada olsam” diyeceğimiz Bled Gölü’ne hareket ediyoruz. Gölün yüzeyinden 100 metre yükseklikte sarp kayalıklar üzerine konumlanmış Orta Çağ stili mimarisiyle görenleri büyüleyen kalesi ve gölün tam ortasında 17. yüzyıla ait Barok tarzda inşa edilmiş ihtişamlı kilisesi ve huzuru iliklerinize kadar hissedeceğiniz Bled Gölünün muhteşem doğasıyla sizleri baş başa bırakıyoruz. Bled gölünden ayrılarak sadece 1 saatlik mesafede Avrupa’nın en yeşil şehirlerinden Ljubljana‘ya hareket ediyoruz. İçinden nehir geçen diğer şehirler gibi Ljubljana’da bir köprüler şehri. Eski dönemde ayakkabıcıların ürünlerini sergiledikleri şehrin merkezindeki en eski Kunduracılar Köprüsü, şehrin kalbinin attığı Üçlü Köprü, rengarenk aşk kilitleriyle süslü Kasap Köprüsü ile şehrin ve Slovenya bayrağının sembolü olan Ejderhalar Köprüsü, oldukça renkli ve akşamları cıvıl cıvıl olan Ljubljana’nın kalbinin attığı Preseren ve Kongresni Meydanı, duvarları grafiti ile dolu, sokaklarında eski ayakkabıların sarkıtıldığı, vakit geçirmesi inanılmaz keyifli Trubarjeva Caddesi ve ardından 11.yüzyıl yapımı Ljubljana Kalesi’ni de dışarıdan gördükten sonra sizleri Ljubljana’nın canlı, güzel, son derece keyifli ortamı ile serbest bıraktıktan sonra yerleşme ve geceleme için otelimize geçiyoruz.
2. Gün LJUBLJANA – HALLSTATT – SALZBURG
Sabah kahvaltının ardından dünyada görülmesi gereken 100 yerden biri olarak geçen Hallstatt’a hareket ediyoruz. Göl kıyısına kurulmuş ve etrafı dağlarla çevrili UNESCO dünya mirası listesinde yerini almış kuğuları, muhteşem güzelliği, sakinliği ve huzuruyla büyüleyici Hallstatt gölünden ayrılmak istemeyeceksiniz. Hallstatt Gölü’nden ayrılarak 80 km mesafedeki Mozart’ın notalarının yükseldiği Salzburg’a hareket ediyoruz. Salzburg’un en önemli ve en gözde yerlerinden 900 yıllık tarihe sahip Avrupa’nın en büyük kalesi Festung Hohensalzburg (dışarıdan), çiçekler ve birbirinden etkileyici heykellerle donatılmış sahip Mirabell Sarayı bahçesi, Orta Çağ, Barok ve Rönesans dönemine ait binaların bulunduğu eski şehir ve Residence Meydanı, aşıkların aşklarının sonsuza dek sürmesi için dileklerini yazdıkları kilitlerin asıldığı Makartsteg köprüsü, kuşların ve nehrin sesi ile oluşan mükemmel senfoniyi banklarda oturarak iliklerinize kadar hissedebileceğiniz Salzburg şehrini ikiye ayıran Salzach Nehri, tabelaları ferforjeden yapılmış ünlü markaların mağazalarının olduğu Salzburg’un kalbi ve en güzel caddesi Getreidegasse Caddesi, Getreidegasse Caddesi üzerinde dikkatinizi çekecek Mozart'ın doğduğu ev (dışardan görülecek), altın rengi kocaman bir küre üzerinde ayakta duran bir adam heykeli ile Kapitelplatz birbirinden güzel kafelerin, seyyar kütüphanelerin bulunduğu Mozart’ın ihtişamlı heykelinin de bulunduğu Mozartplatz, Barok mimarinin en güzel örneklerinden dış cephe kabartmaları, heykelleri ve iç mekânı ile göz alıcı Salzburg Katedrali görüldükten sonra serbest zaman sonrası yerleşme ve geceleme için otelimize geçiyoruz.
3. Gün SALZBURG – MÜNİH – BREGENZ – ZÜRİH
Sabah kahvaltısının ardından öğle saatlerinde Avrupa’nın en önemli sanat, teknoloji, finans, kültür, inovasyon, eğitim ve turizm merkezlerinden Bavyera eyaletinin başşehri Münih’teyiz. Şehir etrafı müzeler, kiliseler, dükkanlar, kafelerle çevrili, şehrin kalbinin attığı yer Marienplatz, zarif kubbeleri, etkileyici çan kulesiyle ilgi çekici güzelliğe sahip Eski Belediye Binası (Altes Rathaus), Münih denilince ilk akla gelen yapılardan, şehrin adeta sembolü Yeni Belediye Binası (Neues Rathaus) 14.yüzyıl gotik tarzda inşa edilmiş İsator Kapısı, yine Münih’in simgesi olarak kabul edilen Kral Ludwing’in altın mezarı ve birçok hazinenin sergilendiği Fraunenkirche (Meryemana Kilisesi) görüldükten sonra Bodensee Gölü kıyısındaki iki bin yıllık Avusturya’nın şirin lenti Bregenz’e doğru yola çıkıyoruz. Orman, Bodensee gölü ve Alp dağları manzarasının muazzam güzellik kattığı Bregenz gezimizi tamamladıktan sonra akşam üzeri saatlerin de dünya da yaşam kalitesi en gelişmiş şehir olan Zürih kantonundayız. Yerleşmek için bölgedeki otelimize geçiyoruz. Serbest zaman sonrası otelimizde konaklama.
4. Gün ZÜRİH -LUZERN – MİLANO
Sabah kahvaltı sonrası dünyada yaşam kalitesi en gelişmiş şehir olan Zürih’teyiz. İkiz kuleleriyle şehrin en etkileyici yapılarından Büyük Manastır (Grossmünster), 19.yüzyıldan kalma vitraylarıyla turistlerin ilgisini çeken Fraumünster, muazzam akustiğe sahip 19. yüzyılın sonlarında kurulmuş Opera Binası, ünlü markaların vitrinlerinin süslediği Banhoffstrasse, hem gezginler hem de yerel halk için kentteki en popüler cazibe noktalarından Zürih Gölü, şehrin içinden geçen kent merkezini ikiye bölen Limmat Nehri ve şehrin iki yakasını birbirine bağlayan köprüleri görüldükten sonra ünlü şair Alexander Dumas’ın “İsviçre bir istiridye, Luzern onun içindeki incidir” dediği Luzern’e hareket ediyoruz. Fransız Devrimi sırasında Kral 16. Louis ve ailesini korurken şehit olan 800 İsviçre askeri anısına yapılmış Aslan Anıtı (Löwendenkmal),İsviçre’nin en büyük dördüncü gölü olan ve ziyaretçilerine muhteşem dağların kıyılara uzandığı harika bir manzara sunan Luzern Gölü, kuğuların yüzdüğü gölde Kapell Köprüsü, köprünün içinde tavanlarda üçgen 100’e yakın yağlı boya resmi, bu köprüye bağlı sekizgen su kulesi ve göl kıyısı boyunca şehrin doyumsuz manzarası ile Luzern gezimizi tamamlayarak dünyanın moda merkezi Milano’ya hareket ediyoruz. Milano’ya varışımızı takiben gün boyu her zaman kalabalık Duomo Meydanı ve Milano’nun sembolü ünlü Duomo Katedrali, hemen yanında camdan dev kubbeli, görkemli Galleria Vittorio Emanuele, Dünya çapında tanınmış opera binasına ve tiyatro müzesi Teatro alla Scala, şehrin sanatçı kimliğini, romantik ambiyansını büyüleyici biçimde yansıtan Navigli bölgesi görüldükten sonra Milano’da serbest zaman. Geceleme için otelimize dönüş yapıyoruz.
5. Gün MİLANO – PORTOFİNO – MANOCO - MONTE CARLO - NİCE
Sabah kahvaltı sonrası Milano’da çıkış yapıyoruz. Öğle saatlerinde rırtını yemyeşil tepelerle kaplı, kestane ve palmiye ağaçları ile renkli evlerin bulunduğu şirin Santa Margherita’dan deniz motoruyla Portofino’ya hereket. Çok kısa bir deniz yolculuğuyla İtalya’nın uğruna aşk şarkıları yazılan, aşkların en sosyetik limanı, zenginlik ve güzelliğin bütünleştiği dünyanın en güzel sahil kasabalarından Portofino dayız. Portofino gezimizi tamamladıktan sonra Fransa’ya hareket ediyoruz. Akşam üstü saatlerinde ünlü Fransa Rivierasındayız. Kumarhane ve konforlu otelleri, eğlenceli gece hayatı, etkileyici bahçeleri, sanatın en iyi örneklerinin buluştuğu galerileri ve prestijli butikleri ile Fransa’nın otuz beş bin nüfuslu minicik bağımsız şehir devleti Monaco ve dünyanın en ünlü kumarhanesinin bulunduğu Monte Carlo ziyaretiyle bugünkü gezimizi tamamlayarak yerleşmek için otelimize geçiyoruz.
6. Gün NİCE – EZE – ST.PAUL DE VENCE - NİCE
Sabah kahvaltısının Fransız Rivierası Cote D’Azur’un birbirinden güzel turistik cazibe merkezlerini gezmeye başlıyoruz. Dar ve tarihi ara sokaklarından keyifli bir yürüyüş yapıldığında muhteşem manzaralar sunan Eze, her gördüğünüz köşenin fotoğrafını çekmek, her sokağa girmek, her dükkanı gezmek için dayanılmaz bir arzu duyacağınız orta çağdan kalma olağanüstü bakımlı taş binalar ve Arnavut kaldırımlarıyla döşeli büyüleyici St. Paul de Vence. Günün son durağı gün batımına kadar Fransız Rivierası Cote D’ Azur un en gözde şehri Nice’deyiz. Arnavut kaldırımlı dar sokaklarıyla capcanlı bir atmosferi olan Chagall ve Matisse gibi en üretken sanatçıların yaşamayı seçtiği nefis bir mahalle Eski Şehir (Vieux Nice), malikanelerin ve dar sokakların açıldığı en güzel meydanlardan olan Place Rosetti Meydanı, 2000 yıl önce Yunanlıların şehirde ilk yerleştiği, günümüzde bir park alanı olan, harika manzarasında kendinizden geçeceğiniz Colline du Chateau (Kale Tepesi), meydandaki rengârenk oturan adam heykelleri ve kırmızıya çalan artneuveu binalarıyla Nice’in en popüler noktası ve alışveriş, yeme-içme merkezi Massena Meydanı , Çicek Pazarı ve 5 km uzunluğunda Nice’in efsanevi yürüme yolu Promenade des Angleis’de sizleri Nice’de serbest bırakıyoruz. Serbest zamanın ardından yerleşme ve konaklama için otelimize geçiyoruz.
7. Gün NİCE – ANTİBES – CANNES – MARSİLYA
Sabah kahvaltı sonrası ilk ziyaret yerimiz Roma döneminden kalma, etrafı surlarla kaplı, Pablo Picasso müzesi ve kalesi ile ünlü, Port Vauban’da lüks teknelerin defilesine tanık olacağınız tatil kasabası Antibes.Hemen yanı başında dünya jet sosyetesinin gözdesi film festivali, kumarhaneleri, deniz ürünleri restoranları ve beş yıldızlı otelleri ile Cote d'Azur’un en meşhur şehri Cannes gezildikten sonra günümüzün son durağı liman ticareti nedeniyle birçok medeniyetten yoğun göçler alan Fransa’nın ikinci büyük şehri, ‘çeşitliliğin başkenti olarak tanımlanan Marsilya. Marsilya’nın adeta simgesi olmuş, 154 metre yükseklikten kentin 360 derece panoramik görüntüsünü seyredebileceğiniz tarihi bir şaheser Basilique Notre-Dame de la Garde, pek çok irili ufaklı tekneye ev sahipliği yapan, birbirinden şık butikleri, leziz yemekler sunan restoranlarıyla Marsilya’nın Akdeniz’le buluşan canlı, hareketli ancak bir o kadar da eski ama güzel limanı Vieux-Port, günün her saati dolup taşan şehrin en kült ve en şık caddelerinden La Canebière, 1896 yılında yapılmış Fransa’nın en önemli ve etkileyici yapılarından Katedral Del La Major, tarihi binalar, müzeler, sanat galerileri ve görkemli belediye binasıyla eski kent La Panier gezildikten sonra serbest zaman. Serbest zaman sonrası yerleşme ce konaklama için otelimize geçiyoruz.
8. Gün MARSİLYA – AVİGNON – AİX EN PROVENCE – İSTANBUL
Sabah kahvaltısının ardından Rhône Nehri’nin kıyısında 70 sene Papalığın bizzat merkezi olmuş Avrupa’nın en önemli kültür şehirlerinden Avignon’a hareket ediyoruz. Ülkenin en çok ziyaret edilen 10 yapısı arasındaki Papalık Sarayı, Rhone Nehri üzerinde bulunan Saint Benezet Kemeri (her ikisi de dışardan ziyaret) ve Saint Pierre kilisesininin bahçesindeki manzara seyir tepesinden Rhein Nehrinin muhteşem görüntüsü ile büyüleyici Avignon gezimizi tamamlayıp Fransa’nın en şık kentlerinden Aix en Provence’e hareket ediyoruz. Lavanta tarlaları, üzüm bağları, empresyonist ressamlar, dar sokaklar, birbirinden güzel binalar, çiçekli balkonlar, irili ufaklı meydanlar, her biri sanat eseri çeşmeleriyle Aix en Provence ile turumuzu sonlandırarak Marsilya havalimanına hareket ediyoruz. Türk Havayolları’nın TK 1368 sefer sayılı uçağıyla saat 18.10’da İstanbul’a hareket. Yerel saat 22.30’da İstanbul’a varıyoruz. Siz değerli misafirlerimizle bir başka GEZİGO TURİZM organizasyonunda tekrar bir araya gelmek dileğiyle vedalaşıyoruz.